SPOR UYUŞMAZLIKLARINDA ALTERNATİF UYUŞMAZLIK ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ

GİRİŞ

Günümüzde ulusal ve uluslararası düzeyde birçok spor faaliyeti ve organizasyonu yapılmaktadır. Bu faaliyetlerin ve organizasyonların değişik aşamalarında taraflar arasında uyuşmazlıklar çıkmaktadır. Uyuşmazlıklar çok farklı şekillerde olabilmektedir. Yayın haklarına ilişkin sorunlar, sponsorluk ve lisans sözleşmelerinden veya sporcular ve kulüpleri arasındaki sözleşmelerden kaynaklanan sorunlar, sporculara verilen cezalar, transferler ve doping vakıaları başlıca örnekler olarak gösterilebilir. Bu uyuşmazlıkların halli, mahkemede yargılama, tahkim, alternatif uyuşmazlık çözümü (ADR) ya da idari makamların (TFF, Avrupa Komisyonu, Haksız Rekabet Ofisi) devreye girmesi ile sağlanmaktadır. Çalışmamızda spor uyuşmazlıklarında uygulanan ADR yolları incelenecektir.

I. ALTERNATİF UYUŞMAZLIK ÇÖZÜMÜ

A. Genel Olarak

Alternatif uyuşmazlık çözümü, tarafların resmi bir yargılama usulüne gereksinim duymaksızın, aralarındaki uyuşmazlığı çözmek için başvurdukları, kendilerine yardımcı olan bir dizi usûller topluluğunu ifade eder[1]. Doktrinde Ildır tarafından savunulan görüşe göre, alternatif uyuşmazlık çözümünün tanımında temel unsur, çözüme ulaşmada tarafsız üçüncü bir kişinin müdahalesidir[2]. Ancak Özbek’e göre, üçüncü kişinin katılımı ADR sürecinde zorunlu bir unsur değildir. Aksi durumda temel bir ADR yolu olan “doğrudan müzakere” nin, ADR yolu olarak kabulü imkânsızlaşmaktadır[3].

B. ADR’nin Faydaları

Mahkemelerce yürütülen yargılama sisteminde, yargılama giderleri yüksektir. Bu durum hak aramayı engellemektedir. Hâlbuki yargılamanın ucuz bir şekilde gerçekleşmesi modern usul hukukunun temel prensiplerinden biri olan usul ekonomisiyle yakından ilgilidir[4]. ADR’nin en temel yararı tarafların yüksek miktardaki masraflardan tasarruf etmesini sağlamasıdır. Örneğin, CAS ilk derece ve temyiz yargılaması müracaat ücretini düşük tutmaktadır. Bunun yanında, yargılamanın tarafların istediği bir yerde gerçekleştirilmesi, sadece yazılı delillerle yetinilerek sözlü aşamaya geçilmemesi gibi masrafları azaltan yöntemler uygulamaktadır[5].

ADR, masraftan tasarrufa ek olarak, klasik yargılama sisteminde uzun bir süreçte çözülebilecek bir uyuşmazlığın kısa zamanda çözülmesini sağlamaktadır. Spor uyuşmazlıklarında, uyuşmazlıkların kısa zamanda çözülmesi büyük öneme sahiptir. Örneğin, bir sporcu hakkında verilen cezaya ilişkin itirazın kısa sürede karar bağlanması gerekir. Aksi takdirde, sporcunun müsabakalara katılamaması, formunun düşmesi gibi olumsuz sonuçlar doğacaktır. Bu amaca hizmet etmesi için Ad Hoc (geçici) tahkim mahkemesi kurulmuştur. Ad Hoc tahkim mahkemesi uyuşmazlıkları saatler içinde çözmektedir[6].

Uyuşmazlıklarda tarafların en büyük korkusu, hâkimin dava konusunu anlayamaması ya da tecrübesiz olmasıdır. ADR usullerinde uyuşmazlıklar konusunda uzman kimseler tarafından çözülmektedir. Özellikle spor ile ilgili uyuşmazlıklarda uzman kişilere olan ihtiyaç üst düzeydedir. Çünkü, bu uyuşmazlıklar çözülürken, hukukun yanında, spora özgü ilkelere hakim kimselerin varlığı gerekmektedir. Örneğin, CAS tarafından uygulanan tahkim sisteminde hakemler, spor ve hukuk alanında uzman kişilerden oluşan listeden seçilmektedir[7].

Devlet mahkemelerinde açılan davalarda alenilik esastır. Bu esas toplumun yargıya olan güvenini sağlamak içindir. Ancak uygulama alenilik, tarafların mesleki veya kişisel sırlarının ifşa olmasına, kamuoyunda yıpranmalarına de neden olabilmektedir. Bu durum ise sporcular bakımından olumsuzluk yaratacaktır. Çünkü, sporcular kalabalık bir hayran kitlesine sahip şöhretli kişilerdir. Bu olumsuzlukların önüne geçmek için spor ile ilgili uyuşmazlıklarda uygulanan ADR metotlarında gizlilik esastır. Örneğin, CAS tarafından yargılamalar kamuya açık olamadığı gibi, kararda açıklanmayabilir[8].

II. SPOR UYUŞMAZLIKLARINDA KULLANILAN ADR YOLLARI

A. Arabuluculuk

Arabuluculuk, üçüncü bir kişinin yardımcı olduğu bir müzakeredir. Arabuluculukta, arabulucu, aralarında çoğunlukla şiddetli bir uyuşmazlık bulunan tarafları karşısına alır ve tarafları ortak bir paydada buluşturmak için girişimlerde bulunur. Genellikle gerçek kişi olduğu düşünülen arabulucu, tüm taraflarla aktif bir biçimde ilgilenen gerçek bir “katılımcı-gözlemci” statüsündedir. Arabulucu, çekişmenin (uyuşmazlığın) ortasına dalmakta ve anlaşmaya varacakları hususları aralarında müzakere etmeleri için taraflara yardımcı olmaktadır[9].

Hakemler ve hâkimlerin aksine, arabulucular taraflar hakkında karar vermemektedir. Bundan ziyade, arabulucular, bir çözüme varılmasına yönelik fikirlerin üretilmesi açısından, taraflara herhangi bir çözüm empoze etmeksizin, onlara yardımcı olmaktadır. Taraflar süreç (çözüm süreci) üzerinde tam bir kontrol imkânına sahiptir. Bu bakımdan, arabuluculuk; gerekli olan zaman, formaliteler (belirli keşif kuralları veya sübut vasıtaları (deliller) ile ilgili gereklilikler gibi), maliyetler (bedeller) ve dikkatsiz (tedbirsiz) ve tecrübesiz olanların düşebilecekleri tuzaklar açısından tahkimden büyük ölçüde farklılık göstermektedir[10].

Arabuluculuk sürecine özgü başlıca faydalar, uyuşmazlığın hızlandırılmış bir biçimde çözüme kavuşturulması, çekişmenin şiddetinin azaltılması, gayri resmi (formalitelere uyulmayan) bir sürecin takip edilmesi, tarafların yasal hususlara kişisel pozisyonların uzak bir biçimde odaklanmaları, sayısız potansiyel çözümlerin belirlenmesi ve bir sözleşme olarak biçim verilebilecek nihai bir sözleşmenin oluşturulması olarak ifade edilebilir. Bu faydalara ilaveten, gizlilik, arabuluculuk çözüm yolunun tercih edilmesinin (kullanılmasının) birincil sebebidir. Örneğin; bir üniversitenin ırkçılıkla ilgili bir uyuşmazlığa dâhil olması durumunda, söz konusu uyuşmazlığın halka duyurulması öğrencilere yardımcı olabilir fakat üniversiteye ciddi biçimde zarar verebilir. Arabuluculuk, aralarında anlaşmazlık bulunan taraflara, uyuşmazlığın halkın (kamunun) irdelemesi ve incelemesi (kontrolü) olmaksızın özel olarak çözülmesine imkân vermektedir[11] .

Bundan başka, arabuluculuk, emsal yaratmanın önüne geçilmesi ve emsal kararların bağlayıcılığı etkisinden kurtulmak gibi önemli bir fırsat sunmaktadır. Herhangi bir yargısal kararın, daha sonraki herhangi bir davada veya benzer uyuşmazlıkların çözümünde emsal teşkil etme potansiyeli bulunmakta iken, uyuşmazlıkların ADR ile çözümü, kurumlara emsal kararlar ile bağlı olmama imkânı vermekte ve kanun ile yönetmeliklerin gelecekteki olaylar açısından uygulanması ve bu çerçevede yapılacak yorumlar bakımından daha esnek olunması imkânı vermektedir. Aralarında uyuşmazlık bulunan ve bir karara varıldıktan sonra birlikte çalışmak durumunda olan taraflar, aralarındaki ilişkiyi sürdürdükleri sırada aralarındaki uyuşmazlığı çözmek amacıyla arabuluculuktan yararlanabilirler[12].

Arabuluculuğun iki geniş kategoriye ayrılması mümkündür: mahkeme katılımlı arabuluculuk ve özel arabuluculuk. Mahkeme katılımlı arabuluculuk, mahkemenin bir olayı, davanın başlaması üzerine arabuluculuğa havale ettiği zaman ortaya çıkmaktadır. Mahkemeler, arabuluculuk makul ve mantıklı bir alternatif olarak göründüğü zaman ve usul ekonomisini sağlamak amacıyla bu yola başvurmalıdır. Özel arabuluculuk ise tarafların davanın başlangıcından önce bir arabulucuya gitmeleri durumunda ortaya çıkmaktadır. Özel arabuluculukta, avukatlardan çoğu kez oturumlar arasında tavsiye almak için yararlanılmakta ve bunlar da çoğu kez oturum sırasında hazır bulunmamaktadır[13].

Hem özel hem de mahkeme katılımlı arabuluculuğun bundan başka iki çeşit süreç (usul yöntemi) altında gruplandırılması mümkündür: toplantı ve konferans. Toplantı biçimindeki arabuluculukta, taraflar, arabuluculuk sürecinin çoğunda birbirinden ayrı odalara yerleştirilmekte ve arabulucu ise münferiden ve taraflarla ortaklaşa olarak toplantı yapmaktadır. Konferans biçimindeki arabuluculukta ise taraflar arabuluculuk süreci boyunca çoğunlukla aynı odada bulunmaktadır. Arabuluculuk faaliyetlerinin çoğu, toplantı ve konferans usul yöntemlerinin bir kombinasyonunu bünyelerinde barındırmaktadır[14].

Spor ile ilgili hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda, özel arabuluculuk, mahkeme katılımlı arabuluculuktan daha işlevsel bir metod olarak kabul edilmektedir. Gerçekten, özellikle ABD’de, spor ile ilgili uyuşmazlıklar açısından, varsa da, mahkeme katılımlı arabuluculuk yoluyla karara bağlanmış pek az uyuşmazlık bulunmaktadır[15].

Arabuluculuk, sporculukta gerekli ve genellikle pozitif olan çalışma ilişkisinin devam ettirilmesi açısından çok önemlidir. Yargılama sırasındaki karşılıklı mücadelenin etkisi o kadar sert olabilir ki taraflar çalışma ilişkisini devam ettiremeyebilirler. Arabuluculuğun aralarında uyuşmazlık bulunan taraflar arasındaki iyi ilişkilerin sürdürülmesinde etkili olduğu kanıtlanmıştır; zira arabuluculuk, taraflara “kişi”yi, “uyuşmazlık konusu” ndan ayırma imkânı vermektedir[16].

Özellikle ABD’de birçok spor kulübü, sözleşme ilişkilerinde arabuluculuk ile ilgili maddeler öngörmektedir. Arabuluculuğun öngörüldüğü bir sözleşme maddesi şu şekilde olabilmektedir; “…İşbu sözleşme ile ilgili veya bundan kaynaklanan bir uyuşmazlık ortaya çıktığı takdirde veya bunun ihlal edilmesi durumunda ve uyuşmazlığın karşılıklı görüşmeler suretiyle çözümünün mümkün olmaması durumunda, taraflar, tahkim, dava yolu veya diğer bazı uyuşmazlık çözüm prosedürlerine başvurmadan önce, ilk olarak, uyuşmazlığı Amerikan Tahkim Birliği’nin idare ettiği arabuluculuk yoluyla ve Birliğin Ticari Arabuluculuk Kuralları kapsamında iyi niyetle çözmeye çalışacaklarını kabul ederler”[17]. Ayrıca CAS, sporla ilgili uyuşmazlıklar için arabuluculuk hizmeti sunmaktadır. Arabuluculuk, ICAS tarafından belirlenen özel kurallar çerçevesinde yürümektedir. CAS arabuluculuk hizmeti sadece ilk derece tahkim yargılamasına tabi olan uyuşmazlıklar için söz konusu olabilir[18].

B. Tahkim

Sporlarla ilgili anlaşmazlıkların çözümünde, tahkim daha sıklıkla kullanılan bir ADR biçimidir. Tahkim, üçüncü kişi durumunda olan bir bireyin veya heyetin tüm tarafların delillerini dinleyip incelediği ve bu suretle uyuşmazlık ile ilgili nihai bir hükmün verildiği bir süreci bünyesinde barındırmaktadır. Belirli bir konu ile ilgili açık kurallar gevşetilebilir ve böylelikle hakem açısından daha çok özgürlük ve esneklik imkânı tanınabilir. Bu ise, hakeme, mahkemelerde uygulanması mümkün olmayan adil bakış açısı ve düşüncelerden yararlanarak uyuşmazlıklar hakkında karar verme imkânı vermektedir. Tahkim, bağlayıcı olabileceği gibi bağlayıcı da olmayabilir; bağlayıcı tahkimde, hakemin verdiği karara karşı hiç bir itiraz kabul edilmemektedir meğerki hakem tarafından takdir hakkı suiistimal edilmiş (kötüye kullanılmış) olsun. Bir tahkim ister bağlayıcı olsun isterse bağlayıcı olmasın, bağlayıcı olup olmadığı tahkim sürecinin başlangıcında, akdi sözleşme içerisinde belirlenmektedir. Taraflar, uyuşmazlık ortaya çıktıktan sonra veya bunun öncesinde, tahkim sözleşmesi yapabilirler[19].

Uygulanabilir ve bağlayıcı bir tahkim maddesi mevcut ise, tahkim, anlaşmazlığın çözülmesinde münhasır araç olarak kullanılacaktır. Hakem iyiniyetli hareket ederse ve kararı, temel teşkil eden sözleşmenin belirli bir biçimde hitap ettiği hususlarla sınırlı tutarsa, mahkemeler, tahkim kararını nadiren geri çevirmektedirler. Bir sözleşme içerisindeki tahkim maddesi istek ve ihtiyaçlara göre çeşitli biçimlerde düzenlenebilir ve böylece uyuşmazlıkların çoğunu kapsar. İyi bir şekilde kaleme alınmış bir madde kapsamında, sadece bir mahkeme emrine veya tedbirine acilen gereksinim var ise, uyuşmazlık sözleşmenin kapsamı dışına çıkıyorsa veya taraflardan birisi dava açmak suretiyle tahkimden vazgeçebiliyorsa, tahkimin önüne geçilebilir[20].

Arabuluculuğa benzer bir biçimde, tahkim, davalara göre daha az zaman almaktadır, daha az biçimseldir, daha ucuzdur ve daha özeldir. Bu faktörlerin tümü, geleneksel olarak önemli bir oranda medya ve kamunun incelemesi ve irdelemesi ile karşılaşan ve imajın bilinçli bir biçimde yaratıldığı spor endüstrisinde kritik bir öneme sahiptir. Muhtemel bir irdeleme ve incelemenin geçiştirilmesine yardımcı olmak için, tahkimin tarafları, spor endüstrisinde tecrübe sahibi olan, temel spor meselelerine duyarlı ve uyuşmazlığın ince ayrıntılarını etkili bir biçimde anlayabilecek durumda olan bir hakemi seçebilirler[21].

Tahkim prosedürleri, tarafları çözüme yanaşmaya ve hakemin diğer taraf lehine hüküm vermesinin önüne geçmek amacıyla daha dikkatli pazarlık pozisyonlarını almaya zorlamaktadır. Bu ise çoğu kez tarafların iyiniyet çerçevesinde anlaşmaya varmaları ile sonuçlanmaktadır. Tahkim prosedürleri, profesyonel spor uyuşmazlıklarının çözümünde yaygın bir biçimde kullanılmaktadır[22]. Mesela, her yılın başında, bay ve bayan profesyonel tenis oyuncularından, Bayanlar Tenis Birliği (WTA), Tenis Profesyonelleri Birliği (ATP-) veya Uluslararası Tenis Federasyonu’nun (ITF-) herhangi bir turnuvasında yarışmaya başlamadan önce, imzalayanın yürürlükteki tüm kurallar ile bağlı kalacağının istenildiği bir izin formunu imzalaması istenilmektedir. Örneğin, ATP izin formu, şu ifadeleri içermektedir: “…ATP kurallarının tüm hükümlerine uygun hareket etmek ve bunlarla bağlı kalmayı kabul ve bu hususlara muvafakat ediyorum. … Ayrıca, Anti-Doping Mahkemesi tarafından verilen herhangi bir karardan kaynaklanan herhangi bir uyuşmazlık veya Anti-Doping Programı kapsamında veya bununla bağlantılı olarak ortaya çıkan herhangi bir uyuşmazlığın, Anti-Doping Programının, Anti-Doping Mahkemesi sürecinin veya Programında açık bir biçimde öngörülen diğer herhangi bir takibatın tamamlanmasından sonra, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi’nin (“CAS”)[23] Temyiz Tahkimi Dairesi’ne, Sporlarla İlgili Tahkim Kanunu çerçevesinde münhasıran, nihai ve bağlayıcı olarak sunulmasını ve anılan kurum tarafından söz konusu kanun çerçevesinde incelenmesini kabul ve bu hususlara muvafakat ediyorum[24].

C. Arabulucu-hakemlik

Tahkim, profesyonel sporlar ve Olimpik nitelikli uyuşmazlıkların çözümü konusunda temel araç olmakla birlikte, arabuluculuk-hakemlik karışımı ilave bir seçenek sunmaktadır. Arabulucu-hakemlik, arabuluculuğun, daha sonra tahkime götürülebilecek bir uyuşmazlığın çözümü için kullanıldığı bir yöntemdir. Arabulucu-hakemlik, uyuşmazlıkların ADR ile çözümüyle ilgili olarak, birden fazla sorunu içeren komplike uyuşmazlıklar açısından mükemmel bir karışımdır; zira arabuluculuk süreci dâhilinde çözüme kavuşturulmayan söz konusu uyuşmazlıklar, bunun yerine daha sonra tahkim vasıtasıyla çözüme kavuşturulabilecektir[25].

Arabulucu-hakemlikte, arabulucu, ciddi bir dezavantaj yaratmasına rağmen, bir hakem gibi de hareket edebilir: bir taraf, arabulucunun/hakemin uyuşmazlığa hakemlik edebileceğini de biliyor ise, söz konusu taraf ilgili amaca uygun ve gizli bilgileri, söz konusu arabulucunun/hakemin gelecekte söz konusu bilgilerden istifade edeceği ve bunun da kendisine arzu edilmeyen bir karar olarak geri dönebileceği korkusu içerisinde, vermekten sakınabilir. Bu endişe ise arabuluculuktaki iletişim sürecini dondurabilir ve tahkime gidilmesi konusunda baskı yaratabilir[26].

Arabulucu-hakemlik sadece bir teori olmayıp, profesyonel spor çevrelerinde daha önce kullanılmıştır. Profesyonel futbol temsilcileri ile oyuncuları arasındaki bir uyuşmazlıkta, Ulusal Futbol Ligi Oyuncuları Birliği, arabuluculuğun yalnız başına başarısız olması durumunda, arabulucu-hakemlik müessessini şart koşmuştur[27].

KAYNAKÇA

Epstein, Adam :Alternative Dispute Resolution in Sport Management and the Sport Management Currcilum, Journal of Legal Aspects of Sport, Vol. 12, No:3, 2002

Gottwald, Peter : Medeni Yargılama Hukuku Reformu ve Eleştirisi Bakımından Ekonomik Analiz (Çev. Sema TAŞPINAR), AÜHFD 2002/1

Gil, Fried / Michael, Hiller : ADR in Youth and Intercollegiate Athletics, Brigham Young Universty Law Review 1997, s.635;

Ildır, Gülgün : Alternatif Uyuşmazlık Çözümü (Medeni Yargıya Alternatif Yöntemler, Ankara 2003

Küçükgüngör, Erkan : Spor Hukuku Uyuşmazlıklarında Milletlerarası Tahkim (The Court of Arbitration for Sport), AÜHFD, C.53, S.2, 2004

Jonathan : Sport: Law and Practice, London 2003

Özbek, Mustafa : Alternatif Uyuşmazlık Çözümü, Ankara 2009

Özbek, Mustafa : Alternatif Uyuşmazlık Çözümü, Ankara 2009

Featherston, Katia A. : ADR and Drug Testing in Professional Tennis: An Effective Doubles Team?, Marquette Sports Law Review, Vol. 16, No. 1., Fall 2005

[1] Özbek, Mustafa: Alternatif Uyuşmazlık Çözümü, Ankara 2009, s.128.
[2] Ildır, Gülgün: Alternatif Uyuşmazlık Çözümü (Medeni Yargıya Alternatif Yöntemler, Ankara 2003, s.27.
[3] Özbek, s.127.
[4] Gottwald, Peter: Medeni Yargılama Hukuku Reformu ve Eleştirisi Bakımından Ekonomik Analiz (Çev. Sema TAŞPINAR), AÜHFD 2002/1, s.1-17; Özbek, s.205.
[5] Küçükgüngör, Erkan: Spor Hukuku Uyuşmazlıklarında Milletlerarası Tahkim (The Court of Arbitration for Sport), AÜHFD, C.53, S.2, 2004, s. 29.
[6]Lewis, Adam / Taylor, Jonathan: Sport: Law and Practice, London 2003, s.264; Küçükgüngör, s.21 ve 28.
[7] Lewis/Taylor, s.265; Küçükgüngör, s.27; Özbek, s.209.
[8] Küçükgüngör, s.31.
[9] Gil, Fried / Michael, Hiller: ADR in Youth and Intercollegiate Athletics, Brigham Young Universty Law Review 1997, s.635; Epstein, Adam: Alternative Dispute Resolution in Sport Management and the Sport Management Currcilum, Journal of Legal Aspects of Sport, Vol. 12, No:3, 2002, s.158.
[10] Fried/Hiller, s.636.
[11] Fried/Hiller, s.636.
[12] Epstein, s.159; Fried/Hiller, s.637.
[13] Fried/Hiller, s.637.
[14] Fried/Hiller, s.637.
[15] Fried/Hiller, s.637.
[16] Fried/Hiller, s.638.
[17] Epstein, s.170.
[18] Küçükgüngör, s.24.
[19] Epstein, s.157; Fried/Hiller, s.638.
[20] Fried/Hiller, s.639.
[21] Fried/Hiller, s.639.
[22] Fried/Hiller, s.640.
[23] CAS hakkında detaylı bilgi için bkz. Küçükgüngör, Erkan: Spor Hukuku Uyuşmazlıklarında Milletlerarası Tahkim (The Court of Arbitration for Sport), AÜHFD, C.53, S.2, 2004.
[24] Rodenberg, Ryan M. / Featherston, Katia A.: ADR and Drug Testing in Professional Tennis: An Effective Doubles Team?, Marquette Sports Law Review, Vol. 16, No. 1., Fall 2005, s.33.
[25] Epstein, s.160; Fried/Hiller, s.641.
[26] Fried/Hiller, s.641.
[27] Fried/Hiller, s.641.