Giriş
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 18.05.2017 tarihinde kabul edilerek yasalaşan “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile özel sektörün, vergi, Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borcu, Türkiye Radyo – Televizyon Kurumu’na (TRT) ödenmesi gereken bandrol ücretleri, elektrik enerjisi payı ve idari para cezaları da dahil olmak üzere bir çok kamu alacağının yapılandırma usul ve esasları düzenlenmiştir. Bu kanun amacı, özel sektörün kamuya olan borç yükünün azaltılması, borcun taksitle ödeme imkânının sağlanması ve ihtilafların sulh yoluyla sonlandırılması, yatırımların artırılarak kalkınmanın temin edilmesi ve özel sektörün iş ve yatırım kararlarını alırken sağlıklı bir şekilde odaklanmasının sağlanmasıdır. Bu çalışmanın konusunu söz konusu kanun kapsamında yapılandırmaya konu olan TRT’ye ödenmesi gereken bandrol ücretleri, elektrik enerjisi payı ve idari para cezaları oluşturmaktadır.
Elektrik faturasında belirtilmek suretiyle nihai tüketiciden tahsil edilen elektrik enerji payının TRT’ye ödenmesi mevzuat gereğidir. Ancak Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ) ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’nun bir dönem aldığı kararlar sebebiyle TRT’ye ödenmesi gereken enerji payı kanunda düzenlenenden daha az ödenmiştir. Söz konusu kanun ile, eksik ödenen enerji payının TRT’ye ödenmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Kanundaki bu düzenlemeyi izah etmeden önce, TRT’nin gelirleri arasında sayılan enerji payının yasal dayanağı ve bu borcun kaynaklanmasına neden olan kamu kurumlarının kararları hakkında genel bir bilgi verilecektir. Akabinde, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun bağlamında TRT’nin elektrik enerjisi payı alacağının yapılandırılmasına ilişkin usul ve esaslar değerlendirilecektir.
26.07.2008 Tarihinden Önce Doğan TRT Enerji Payının Yasal Dayanağı ve Sebebi
Dağıtım şirketleri, kısmi bölünme suretiyle dağıtım ve perakende satış faaliyetleri ayrıştırılmadan önce, nihai tüketiciden tahsil ettiği enerji payını 3093 Sayılı Türkiye Radyo – Televizyon Gelirleri Kanunu’nu (3093 sayılı Kanun) uyarınca Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’na (TRT) ödemekle yükümlüdür. Zira 3093 sayılı Kanunun 4.c maddesi; “ Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş ve Türkiye Elektrik Üretim-İletim A.Ş ile bu kuruluşların dışında kanunla elektrik üretimi ve iletimi tesisleri kurmaya ve işletmeye, dağıtım ve ticaretini yapmaya yetkili kılınan diğer kurum, kuruluş ve işletmeler nihai tüketiciye satılan enerjiden elde edilen gayri safi satış hasılatının ( KDV hariç, tüm fon, vergi ve paylar dahil ) %3,5 (Bakanlar Kurulunun 22.01.2003 tarih ve 2003/5201 sayılı kararıyla 3,5 olan bu oran %2’ye düşürülmüştür.) oranı tutarındaki payı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler.” Hükmüne havidir.
3093 Sayılı Kanunu’nun 4/c maddesi uyarınca dağıtım şirketleri, KDV hariç tüm fon, vergi ve paylar da dahil olmak üzere herhangi bir ayrım olmaksızın nihai tüketiciye satılan enerjiden elde ettikleri gayri safi satış hasılatının %2’si oranındaki miktarı TRT Payı olarak hesaplayıp ödemekle yükümlü kılınmışlardı. Ancak TEDAŞ Yönetim Kurulu 26.09.2006 tarih ve 41-616 sayılı kararıyla, enerji fonu, reaktif enerji bedeli ve Belediye Tüketim Vergisi’nin TRT Payı hesaplamasına dahil edilmemesine karar vermiştir. Bu kararla birlikte TRT payı konusunda farklı iki düzenleme ortaya çıkmıştır. Dağıtım şirketleri 2006-2008 yılları arasında TEDAŞ eliyle yönetilmekteydi ve o dönemde hisselerinin tamamı TEDAŞ’a aitti. Bu nedenle dağıtım şirketleri, TEDAŞ’ın, enerji fonu, reaktif enerji bedeli ve Belediye Tüketim Vergisi’nin TRT Payı hesaplamasına dahil edilmemesi yönündeki kararına uymak zorunda kalmıştır. 3093 sayılı Kanun ile TEDAŞ’ın 26.09.2006 tarih ve 41-616 sayılı kararı arasındaki hesaplama farkı nedeniyle ortaya çıkan bu durum, dağıtım şirketlerinin nihai tüketiciden daha az TRT payı tahsil etmesine ve TRT’ye daha az ödeme yapmasına neden olmuştur.
26.07.2008 Tarihinden Sonra Doğan TRT Enerji Payının Yasal Dayanağı ve Sebebi
3093 Sayılı Kanunu’nun 4/c maddesi 26.07.2008 tarihinde değiştirilmiştir. Maddenin yeni halinde ““Nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler, iletim, dağıtım ve perakende satış hizmetlerine ilişkin bedeller hariç olmak üzere, elektrik enerjisi satış bedelinin yüzde ikisi tutarındaki payı (Katma Değer Vergisi, diğer vergiler, fon ve paylar ile benzeri kesintiler hariç) faturalarında ayrıca gösterir ve bu kapsamdaki bedelleri Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirirler” denilmektedir. Yapılan bu değişiklik sonrasında EPDK 01.02.2011 tarih ve 3065 sayılı Kurul kararıyla, TRT payının hesabında matraha kayıp kaçak bedelinin dahil edilmemesine karar vermiştir. Dağıtım şirketlerinin kısmi bölünme suretiyle ayrıştırılması sonucu kurulan Elektrik Perakende Satış Şirketleri de, elektrik piyasasının bir oyuncusu olarak bu piyasada düzenleme ve denetleme yetkisine sahip EPDK’nın bu kararına uymak zorunda kalmıştır. Kayıp kaçak bedelinin TRT enerji payının hesaplanmasına dahil edilmemesi yönündeki Kurul kararının iptali talebiyle TRT tarafından Danıştay 13. Dairesinde dava açmıştır.
Danıştay 13. Dairesi, 2011/665 esas nolu dosyada görülmekte olan davada öncelikle Kurul Kararı’nın yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir. Esasa ilişkin 24.02.2015 tarihli kararında ise özetle; davalı idarenin elektrik piyasasında faaliyet gösteren tüzel kişilerin uygulayacakları tarifeleri belirleme konusunda yetkisi bulunduğu, bu yetkiyi kanunla kendisine bırakılmış sınırlar içerisinde kullanarak yetkili makam ve organlarıyla karar aldığı, ayrıca 3093 sayılı kanunun 4.maddesinin c bendinde ifade edilen ‘’elektrik enerjisi satış bedeli’ kavramının hangi unsurları kapsadığının belirsiz olduğu ve bu kavramın içeriğini belirlemenin, tarife bileşenlerini tespit etme görevi bulunan EPDK’ya ait olduğunun açık olduğu gerekçesiyle 3065 sayılı kararının hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davayı reddetmiştir. Söz konusu ret kararının temyiz edilmesi üzerine Danıştay İİDK 2015/3402 E, 2016/1 K sayılı ilamında; nihai tüketiciye elektrik enerjisi satışı yapan lisans sahibi tüzel kişiler tarafından gerçekleştirilecek elektrik enerjisi satışı üzerinden ne şekilde ve hangi miktarda TRT payının tahakkuk ettirileceğinin 3093 sayılı Kanun’da açıkça düzenlendiği, Kanundaki bu açık ve özel düzenleme karşısında TRT payı matrahı dışında kalacak kalemlerin belirlenmesinin ancak bu Kanun’da yapılacak yasal bir düzenleme ile mümkün olabileceği, bu nedenle de kayıp kaçak bedelini TRT payı matrahı dışına çıkaran EPDK Kurul Kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile bozma kararı vermiştir.
Bu bağlamda, 01.02.2011 tarih ve 3065 sayılı EPDK Kurul kararının alındığı tarihten, Danıştay 13. Dairesi’nin Yürütmenin durdurulması kararı verdiği tarihe kadar, ayrıca Danıştay 13. Dairesi’nin ret kararı verdiği tarihten Danıştay İİDK’nın bozma kararı verdiği tarihe kadar geçen süreç içerisinde; TRT payının hesaplanmasında matraha kayıp kaçak bedeli dahil edilmediğinden, perakende satış şirketleri nihai tüketicilerden daha az TRT enerji payı tahsil etmiş ve dolayısıyla da TRT’ye eksik ödeme yapmıştır.
TRT’ye Olan Enerji Payı Borcunun Yapılandırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar
TEDAŞ ile EPDK tarafından alınan kararlar nedeniyle, nihai tüketiciden tahsil edilmediği halde mevzuat gereği TRT’ye ödenmesi gereken TRT enerji payı, perakende satış şirketlerinin üzerinde mali bir yük olarak kalmıştır. Söz konusu borcun geçmişten kaynaklanan bir borç olduğu göz önüne alındığında, TRT enerji payı şeklindeki asıl borca yüklü miktarda faiz işlemiş olması perakende şirketlerinin mali yükünü daha da artırmakta idi.
Söz konusu sorunu çözmek, perakende satış şirketlerinin TRT’ye olan borç yükünün azaltılması, borcun taksitle ödeme imkanının sağlanması ve ihtilafların sulh yoluyla sonlandırılması amacıyla, TRT’nin enerji payı alacağının yapılandırılmasına ilişin usul ve esaslar, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 4.4 maddesinde belirlenmiştir. Anılan hüküm uyarınca; Kanun’un yayınlandığı tarihte dahil olmak üzere bu tarihe kadar vadesi geldiği halde ödenmemiş veya ödeme süresi geçmemiş olan elektrik enerjisi satış bedeli payının ve bu borca bağlı gecikme faizinin yapılandırılması için Kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar başvuruda bulunulması zorunlu kılınmıştır. Kanun’da belirtilen süre içerisinde borcun yapılanması talebinde bulunulması durumunda; bu alacağa bağlı gecikme faizi ve faizin tamamından vazgeçileceği düzenlenmiştir. Söz konusu Kanun’da düzenlenen faiz affından yararlanabilmek için, ödenecek tutarların ilk taksitinin bu Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü aydan başlamak üzere Kanun’un 3. maddesinde öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartına bağlanmıştır (md. 4.4.a).
Perakende satış şirketlerinin Kanun kapsamında TRT’ye olan enerji payı borcunun taksitlendirilmesi ve faiz affından faydalanabilmesi için gerekli olan diğer bir şart ise TRT’ye karşı dava açmamaları, açılan bir dava varsa feragat etmeleri veya kabul etmeleri, kanun yollarından vazgeçmeleri, açılmış dava ve icra takiplerinde ilk taksit ödeme süresi içerisinde TRT tarafından hesaplanan dava ve icra takip masrafları ile vekâlet ücretlerinin ödenmesidir (md.4.4.b). Kanun’da bu fıkra kapsamına giren alacaklara karşılık bu Kanunun yayımı tarihinden önce ödenen tutarların bu fıkra hükümlerine dayanılarak red ve iade edilmeyeceği (md.4.4.c) ve bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasların TRT tarafından belirleneceği (md.4.4.ç) düzenlenmiştir.
Sonuç
Sonuç olarak söz konusu kanun ile geçmişte Elektrik Dağıtım Şirketlerinin, ayrışma sonrası ise Elektrik Perakende Satış Şirketlerinin, TEDAŞ ve EPDK kararları sebebiyle TRT’ye eksik ödedikleri elektrik enerjisi payını ödemesine ilişkin usul esaslar düzenlenerek, özelleştirme yöntemi ile özel sektöre devredilen bu şirketlerin kamuya olan borç yükünü azaltma ve taksitle ödeme imkânı verilmiştir. Bu yönüyle kanun özel sektör açısından olumlu karşılanacak bir düzenleme getirmiştir.