İcra Hukukunda Borcun Taksitle Ödenmesi

I. GİRİŞ

Borç, bir hukuki ilişkide bir tarafın diğerine karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu edimdir. Borcun, sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olmak üzere üç kaynağı olup, kaynağı her ne olursa olsun borçlu yükümlü olduğu edimi yerine getirmekle mükelleftir. Borçlu bu edimi yerine getirmede genellikle rızasıyla hareket etmektedir. Bununla birlikte, borçlunun rızası ile edimini ifa etmediği durumlarda alacaklı alacağından mahrum kalmaktadır. Bu durumda alacaklının alacak hakkının korunması gerekmektedir. Kendiliğinden hak alma yasağı1 gereğince, alacaklının alacağını tahsil amacıyla borçlunun şahsına veya malvarlığına karşı zor kullanma fiilleri yasaklanmış ise de, borcun kendiliğinden ödenmediği hallerde alacaklının alacağına kavuşabilmesi için alacaklıya Devlet gücünün yardımını isteme hakkı tanınmıştır. Alacaklı bu sayede, alacağını tahsil edemediği iddiasıyla cebri icra yoluna başvurmak suretiyle alacağına kavuşabilecektir.

Cebri icra yoluna başvurarak alacağını tahsil etme yolunu seçen alacaklının menfaatinin gerçekleştirilmesi için borçlunun mal varlığına ve hatta bazı istisnai hallerde şahıs varlığına müdahale edilmesi mümkündür. Bu noktada alacaklı ile borçlu arasında anayasal temel hak ve özgürlüklere müdahalenin oluşturduğu yoğun bir menfaat çatışması ortaya çıkmaktadır. Alacaklı ve borçlu arasında çatışan menfaatlerin anayasal sınırlar içinde ölçülü bir şekilde giderilmesi icra hukuku kuralları ile sağlanmaktadır.2 Nitekim, İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nda gerek alacaklı gerek borçluyu korumaya yönelik birçok hükme yer verilmiş olup borçlu yararına olan hükümlerden birisi ise borçluya borcunu taksitle ödeme imkanının tanınmış olmasıdır.

Borcun taksitle ödenmesi, İİK’nun 111. maddesinde “Borçlu alacaklının satış talebinden evvel borcunu muntazam taksitlerle ödemeyi taahhüt eder ve birinci taksiti de derhal verirse icra muamelesi durur. Şu kadar ki borçlunun kafi miktar malı haczedilmiş bulunması ve her taksitin borcun dörtte biri miktarından aşağı olmaması ve nihayet aydan aya verilmesi ve müddetin üç aydan fazla olmaması şarttır. Borçlu ile alacaklının borcun taksitlendirilmesi için icra dairesinde yapacakları sözleşme veya sözleşmelerin devamı süresince 106 ve 150/e maddelerindeki süreler işlemez. Ancak bu sözleşme veya sözleşmelerin toplam süresinin on yılı aşması hâlinde, aştığı tarihten itibaren süreler kaldığı yerden işlemeye başlar. Taksitlerden biri zamanında verilmezse icra muamelesi ve süreler kaldığı yerden devam eder.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme tarafların menfaatinin dengelenmesinde önemli bir araçtır. Böylelikle, taksitle ödeme imkanı verilerek bir yandan borçlunun malvarlığının haciz ya da satış yoluyla zarara uğraması önlenmekte, bir yandan da alacaklıya alacağını elde etme kolaylığı ve güvencesi sağlanmaktadır.

II. BORCUN TAKSİTLENDİRİLMESİ

Borcun taksitlendirilmesinin şartlarından ilki, borçlu hakkında yapılan icra takibinin kesinleşmiş olmasıdır. Bu şartın sağlanması halinde borçluya kanundaki koşullara uygun olarak taksitle ödeme imkanı verilmektedir. İİK m. 111 kapsamında taksitle ödeme imkanı, taahhüt ve sözleşme olmak üzere iki şekilde mümkün olup bu hususlar aşağıda ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

1) TAKSİTLE ÖDEME TAAHHÜDÜ

Taksitle ödeme taahhüdü, borçlu tarafından alacaklının kabulü gerekmeksizin hüküm ve sonuç doğuran tek taraflı bir irade beyanıdır.3 Bu taahhüt ile borçlunun mallarının haczedilmesinden sonra ve fakat satış talebinden önce borçluya son bir hukuki çare sunulmaktadır. Alacaklı taksitle ödeme teklifine karşı olduğunu bildirse bile borçlunun taahhüdü ile icra takibi kendiliğinden durmaktadır. Bununla birlikte icra dairesine sunulan bu taahhüdün geçerli olabilmesi için İİK m.111’deki aşağıda sunulan şartların bulunması gerekmektedir:4

i. Borçlu alacaklının satış talebinden önce taksitle ödemeyi taahhüt etmiş olması,

ii. Borçlunun yeteri kadar malı haczedilmiş olması,

iii. Her taksidin borcun dörtte birinden aşağı olmaması, ilk taksidin derhal ödenmiş olması ve kalan taksitlerin en geç aydan aya verilmek suretiyle, ödeme süresi üç aydan fazla olmaması.5

Bu koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği icra memuru tarafından res’en incelenecektir. Şayet koşullara uygun ise icra memurunun takdir yetkisi bulunmamaktadır. İcra memurunun taksitle ödeme teklifini onaylaması ile ödeme planı bağlayıcı hale gelecek ve böylelikle icra takibi duracaktır.6 Borçlunun taahhüdü m. 111’deki şartlara uygun olmadığı takdirde ise icra takibi kendiliğinden durmayacaktır. Fakat şartlara uygun olmayan taahhüt teklifinin alacaklı tarafından kabul edilmesi halinde, alacaklı ile borçlu arasında taksit sözleşmesi yapılmış olacaktır. Karşılıklı taraf iradeleri uyuşması ile artık taahhüt, sözleşmeye evrilecektir.7 Böylece, borçlu sözleşmeye göre taksitleri zamanında ödediği sürece borçlunun hacizli malları satılmayacaktır. Borçlunun teklifi, alacaklı tarafından kabul edilmediği takdirde ise, takibe kalındığı yerden devam edilecektir.8

Borçlu tarafından verilen taahhüdün içeriği de verilen taahhüdün geçerliliği bakımından önem arz etmektedir. Şöyle ki; kanundaki şartların yanı sıra verilen taahhüt de asıl borcun yanı sıra faiz, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin de belirtilmesi gerekmektedir. Buradaki önemli husus ise taahhüt maddî hukuk bakımından borcun tecili anlamına gelmediğinden, taahhüt tarihine kadar işleyen faiz ile taahhüt tarihi ile son ödeme tarihi arasındaki faiz miktarlarının ayrı ayrı hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğidir. O halde borçlunun taahhüt anında dörtte birini ödemesi gereken borç miktarı, yalnızca takip talebinde ya da ödeme emrinde gösterilen miktar ile sınırlı olmayıp, tüm fer’ileri ve takip giderlerini de kapsayacaktır.9

Yukarıda belirtilen koşulları sağlayan ve geçerli olan taahhüdün icra takibini durdurmasının haricinde bir diğer önemli sonucu da borçlunun taahhüt süresince hacizli mallar bakımından İİK’nun ilamsız ve ilamlı icraya ilişkin m. 106 ile rehnin paraya çevrilmesi süresine ilişkin m. 150/e’deki satış isteyememesidir. Ancak bu durum alacaklı bakımından icranın durması, varsa hacze iştirak etmiş bulunan diğer alacaklılar bakımından bir etki etmeyecektir. Dolayısıyla hacze iştirak eden diğer alacaklılardan birisi hacizli malın satışını talep ederse, bu durumda taksitle ödeme taahhüdünün de hüküm ve sonuçlarını kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

2) TAKSİTLE ÖDEME SÖZLEŞMESİ

Taksitle ödeme sözleşmesinde, borcun taksitle ödeme taahhüdünden farklı olarak tek taraflı bir irade açıklaması yerine, alacaklı ve borçlunun taksitlendirmeye ilişkin karşılıklı bir irade açıklaması ile sözleşme kurulmaktadır.10 Taksitle ödeme sözleşmesi hacizden önce veya sonraki süreçte yapılabilmektedir. Aslında Kanun’da hacizden önceki dönemde alacaklı ve borçlunun taksitlendirme sözleşmesi yapabilecekleri hususu düzenlenmemiştir. Ancak İİK’nın haciz talep müddeti ile ilgili 78. maddesi ve ödeme şartının ihlali halinde cezayı düzenleyen 340. maddesinden tarafların haciz gerçekleşmeden önce de taksit sözleşmesi yapabilecekleri kabul edilmektedir.11

Taksitle ödeme sözleşmesinin geçerliliği icra dairesinde (icra müdürünün huzurunda) yapılması şartına bağlıdır. Aksi takdirde geçerli olarak kurulmuş olmayacağı gibi icra takibini de durdurmayacaktır.12 Bu sözleşme yapıldığı yer bakımından iki şekilde kurulmaktadır:

a) Haciz için borçlunun evine veya işyerine gidildiğinde, borçlu taksitle ödeme teklifinde bulunur ve alacaklı da bu teklifi kabul ederse, icra müdürü (haczi yapan müdür) borçlunun taksitle ödeme teklif ve şartları ile alacaklının bu teklifi kabul ettiğini tutanağa (haciz tutanağı) yazar ve tutanak, alacaklı, borçlu ve icra müdürü tarafından imzalanır. Bu tutanak ile alacaklı haciz talebini geri alacağından, borçlunun malları artık haczedilemez. Diğer taraftan alacaklı taksit sözleşmesini yaparken malların haczedilmesini isterse, bu durumda icra müdürünce haciz işlemi yapılır ve taksit sözleşmesi süresince borçlunun malları hacizli olarak kalır.13

b) Taksitle ödeme sözleşmesinin mutlaka hacze gidildiği sırada yapılması şart değildir. Borçlu, hacze gidilmeden önce de icra dairesine başvurarak borcunun taksitle ödemek istediğini bildirebilir. Alacaklı da halihazırda icra dairesinde ise ve teklifi kabul ettiğinde, taksitle ödeme anlaşması icra tutanağına yazılarak tutanak, alacaklı, borçlu ve icra müdürü tarafından imzalanır. Şayet alacaklı icra dairesinde değilse, taksitle ödeme teklifi, icra dairesince bir yazı (muhtıra) ile alacaklıya tebliğ edilir. Alacaklı teklifi kabul ettiğini icra dairesine bildirirse, kabul yazısını (muhtırasını) bir yazı ile borçluya bildirilmesi ile taksitle ödeme sözleşmesi yapılmış olur.14

Taksitle ödeme sözleşmesinde İİK’nun m.111’de belirtilen taksitle ödeme şartlarına uygun olma zorunluluğu bulunmamaktadır.15 Borçlu ve alacaklı taksitlerin miktarını ve ödeme zamanını diledikleri biçimde kararlaştırabilir. Bununla birlikte sözleşme içeriğinde; taksitlerin miktarının belirli ve taksit tarihlerinin açık bir biçimde belirtilmiş olması gerekmektedir. Aksi halde özellikle sözleşmenin ihlali halinde borçlu İİK’nun m.340’a göre cezalandırılamayacaktır.16

III. TAAHHÜT VEYA SÖZLEŞMENİN İHLALİ

Borçlunun taahhüdüne aykırı davranması, örneğin taksitlerden birini sözleşmedeki tarihte ödememesi halinde, alacaklı geriye kalan borcun tamamı için icra takibine ve satış işlemlerine devam edilmesini isteyebilecektir. Taksitle ödeme taahhüdünün sonuçları, sözleşme bakımından da geçerlidir. Bununla birlikte taahhüt sadece hacizden sonra gerçekleştirildiği için, hacizden önce yapılan sözleşme bakımından farklı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki; taksit sözleşmesi hacizden önce yapılmışsa, sözleşme süresince haciz isteme süresi işlemeyecektir. Ne var ki borçlunun taksitlerden birini sözleşmedeki tarihte ödememesi halinde, sözleşmenin yapılmasıyla ihlale kadar geçen süre hesaba katılmaksızın 1 yıllık haciz isteme süresi işlemeye başlayacaktır.

Bununla birlikte, İİK’nın “Borçlunun ödeme şartını ihlali halinde ceza” başlıklı 340. maddesinde “111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez.” şeklindeki düzenleme uyarınca, taahhüt veya sözleşmenin icra dairesinde yapılmaması ve makbul bir sebep olmaksızın ihlal edilmesi taahhüt veya sözleşmenin ihlali suçunun unsurlarını oluşturmaktadır.

Taahhüt veya sözleşme ihlali suçunun oluşmuş sayılabilmesi için alacaklının zarara uğraması gerekip gerekmediği konusunda ise görüş birliği bulunmamaktadır. Bir görüş, borçlunun bu maddeye göre cezalandırılması için alacaklının zarara uğramış olması gerektiğini belirtirken diğer görüş, taahhüt yerine getirilmediğinde alacaklının zarara uğradığını varsayarak borçlunun taahhütte belirtilen herhangi bir taksiti ödememesi halinde ihlal suçunun gerçekleşmiş olduğunu kabul etmektedir. Ancak borçlunun bu suçtan ötürü yaptırıma tabi tutulması alacaklının şikayetine bağlıdır. Bir diğer ifadeyle alacaklının şikayeti olmaksızın borçlunun isnat edilen taahhüdü ihlal suçundan cezalandırılması mümkün değildir. Alacaklı borçlunun taahhüt veya sözleşmeyi ihlal ettiğini öğrendiği tarihten itibaren 3 ay içinde ve herhalde 1 yıl içinde alacaklının şikayette bulunması gerekmektedir. Bu konudaki görevli ve yetkili mahkeme icra takibinin yapıldığı yerdeki icra mahkemesi olup taahhüt veya sözleşmeyi ihlal suçunun işlendiğinin tespit edilmesi halinde borçlu hakkında üç aya kadar tazyik hapsine karar verilecektir. Ancak tazyik hapsinin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilecektir. 17

IV. SONUÇ

Alacaklının alacağına kavuşmasının yollarından biri, borcunu rızası ile ödemeyen borçluya karşı, icra dairelerinde icra takibi ve haciz işlemleri yapabilmektir. Bu amaçla hakkında icra takibi başlatılan borçluya, İİK’nun m. 111 ile şartları sağlamak kaydıyla borcunu taksitle ödeme imkanı sunulmaktadır. Böylelikle borçlu, icra memuru önünde vereceği taahhüt veya alacaklıyla karşılıklı olarak yapacağı sözleşme ile borcunu taksitle ödeyebilmektedir. Borçlunun taahhüt vermesi ile icra takibi durmakta iken, taahhüt veya sözleşmeyi ihlal etmesi halinde icra takibi kaldığı yerden devam etmekte ve satış veya haciz süreleri kaldığı yerden işlemeye başlamaktadır. Ayrıca, alacaklının şikayeti üzerine, icra mahkemesince ihlal suçunun tespitiyle borçlu hakkında üç aya kadar kadar tazyik hapsine karar verilebilmektedir. 15.04.2022


[1] Günay, Mehmet, “Yağma Suçunun Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağı Tahsil Amacıyla İşlenmesi”, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, 2015, Sayı:5.
[2] Ermenek, İbrahim; Azaklı Arslan Betül, “İcra ve İflas Hukuku Açısından Ticari Davalarda Arabulucuya Başvuru Zorunluluğu” TBB Dergisi, Sayı 148, 2020, s.152.
[3] Kılınç, Elif, “İcra Hukukunda Borcun Taksitle Ödenmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Konya, 2019.
[4] Pekcanıtez, Prof. Dr. Hakan; Atalay, Prof. Dr. Oğuz; Sungurtekin Özkan, Prof. Dr. Meral; Özekes, Prof. Dr. Muhammet, “İcra ve İflas Hukuku”, Yetkin Yayınları, Ankara, 2013, s.350-351.
[5] Örneğin; borç 10.000,00 TL ve taksitle ödeme teklifinin tarihi 1.6.2022 olsun; borçlu 1.6.2022 tarihinde 2.500,00 TL’yi derhal ödeyerek, 1.7.2022,1.8.2022 ve 1.9.2022 tarihlerinde 2.500,00 TL taksit ödeyeceğini taahhüt edebilir veya 1.6.2022 tarihinde 4.000,00 TL ödeyerek 1.7.2022’de 2.500,00 TL ve 1.8.2022’de 3.500,00 TL ödeyeceğini taahhüt edebilir. Görüldüğü üzere her iki durumda da, ödeme planlaması 3 ayı geçmemektedir. Kuru, Aslan, Yılmaz, s. 311.
[6] Yazıcı, Dr. Çiğdem, “Hacizden Sonra Borcun Taksitle Ödenmesi Taahhüdü (İcra ve İflâs Kanunu M. 111)” TBB Dergisi, Sayı:152, 2021
[7] Kuru, Prof. Dr. Baki; Arslan, Prof. Dr. Ramazan; Yılmaz, Prof. Dr. Ejder, “İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı”, Ankara 2013, Yetkin Yayınlar, s.312.
[8] 12. HD. 18.04.2018 tarih ve 2018/4526 E. ve 2018/6789 sayılı karar
[9] Yazıcı, Dr. Çiğdem, “Hacizden Sonra Borcun Taksitle Ödenmesi Taahhüdü (İcra ve İflâs Kanunu M. 111)” TBB Dergisi, Sayı:152, 2021
[10] Kızılhisar, Emrah, “Borcun Taksitle Ödenmesine Yönelik Taahhüt ve Sözleşmeler İle Hükümleri”, Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi, Antalya, 2014
[11] Kılınç, s.10
[12] Kuru; Arslan; Yılmaz, s.308
[13] Kılınç, s.12
[14] Kuru; Arslan; Yılmaz, s.309
[15] Yılmaz, Prof. Dr. Ejder, “İcra ve İflas Kanunu Şerhi”, Yetkin Yayınları,Ankara, 2016 s.629.
[16] Kuru; Arslan; Yılmaz, s.309
[17] Kuru; Arslan; Yılmaz, s.309.

Kaynakça:
- Ermenek, İbrahim; Azaklı Arslan Betül, “İcra ve İflas Hukuku Açısından Ticari Davalarda Arabulucuya Başvuru Zorunluluğu” TBB Dergisi, Sayı 148, 2020.
- Günay, Mehmet, “Yağma Suçunun Hukuki İlişkiye Dayanan Alacağı Tahsil Amacıyla İşlenmesi”, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, 2015, Sayı:5.
- Kılınç, Elif, “İcra Hukukunda Borcun Taksitle Ödenmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Konya, 2019.
- Kızılhisar, Emrah, “Borcun Taksitle Ödenmesine Yönelik Taahhüt ve Sözleşmeler İle Hükümleri”, Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi, Antalya, 2014.
- Kuru, Prof. Dr. Baki; Arslan, Prof. Dr. Ramazan; Yılmaz, Prof. Dr. Ejder, “İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı”, Ankara 2013, Yetkin Yayınlar.
- Pekcanıtez, Prof. Dr. Hakan; Atalay, Prof. Dr. Oğuz; Sungurtekin Özkan, Prof. Dr. Meral; Özekes, Prof. Dr. Muhammet, “İcra ve İflas Hukuku”, Yetkin Yayınları, Ankara, 2013.
- Yazıcı, Dr. Çiğdem, “Hacizden Sonra Borcun Taksitle Ödenmesi Taahhüdü (İcra ve İflâs Kanunu M. 111)” TBB Dergisi, Sayı:152, 2021.
- Yılmaz, Prof. Dr. Ejder, “İcra ve İflas Kanunu Şerhi”, Yetkin Yayınları,Ankara, 2016 .
- İcra ve İflas Kanunu
- Kazancı İçtihat Bankası