I. Giriş
Disiplin kelimesinin kökeni Latince “Disciple” kelimesinden gelmektedir. Kelime anlamı olarak disiplin, “Kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemler bütünü” şeklinde tanımlanabilir. Sporun zamanla gelişmesi sonucunda disiplin kavramı sporun en önemli unsurlarından biri haline gelmiştir. Eskiden sportif faaliyetlerin amacı, katılımcıların beden ve ruh sağlıklarını geliştirmek iken sporun endüstrileşmesi sonucunda ortaya çıkan ekonomik gelir elde etme imkanı ve bu imkanın müsabakayı kazanarak elde edilmesi sonucu bu amaç, sportif faaliyetleri kazanmaya dönüşmüştür. Belirtilen dönüşüm neticesinde sporun ekonomik yönü ön plana çıkmış ve disiplin yaptırımları adaletin sağlanması için çok daha önemli bir hale gelmiştir.
Tüm sportif etkinliklerin amacına ulaşabilmesi için bu etkinliklerin belirli kurallar çerçevesinde sürdürülmesi gerekir. Sportif faaliyette aktör olan herkesin belirlenen kurallara uymalarının sağlanması gereklidir. Aksi takdirde müsabakalardan beklenen amacın gerçekleşmesi mümkün gözükmemektedir. Bu kurallara riayet etmeyenlere yaptırım uygulanmalıdır. Disiplin suçu, belirli durumdaki kişilerin bu durumu düzenleyen kurallara uymamasından kaynaklanan yatırımlardır.
Türk sporunda disiplinin sağlanması amacıyla 13 Temmuz 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 30830 sayılı Spor Disiplin Yönetmeliği (Yönetmelik) yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik kapsamında Türk spor disiplinin genel çerçevesi aşağıda açıklanacaktır.
II. Sporda Disiplinin Sağlanması
Sportif faaliyetler öncesinde, esnasında ve sonrasında disiplinin sağlanması bu faaliyetlerin devamı için çok önemli bir fonksiyona sahiptir. Sporda disiplinin sağlanması gayesiyle, yürürlüğe giren Yönetmeliğin amacı 4. maddede, “Merkez Spor Disiplin Kurulu ve il spor disiplin kurullarının oluşumu, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarını, disiplin ihlalini oluşturan fiilleri, bunların cezalarını ve cezaların infazlarını belirlemektir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yönetmelik hükümlerine bakıldığında Disiplin Kurullarının önemli görevleri bulunduğu görülmektedir. Söz konusu kurulların başında Merkez Disiplin Kurulu yer almaktadır. Merkez Disiplin Kurulu’nun en önemli görevleri arasında, federasyonların başkan ve yönetim kurulu üyeleri ile bağımsız spor federasyonlarının disiplin ve denetim kurulu üyelerinin spor ahlakına ve disiplinine aykırı davranışlarının tespiti üzerine Bakan tarafından sevk edilmeleri üzerine bunlar hakkında karar vermek, bağlı federasyonlarca ve bunların izni ile yapılan spor müsabakası ve faaliyetlerde meydana gelen disiplin ihlalleri hakkında karar vermek, il spor disiplin kurullarının verdiği kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve kesin olarak karar vermek yer almaktadır.
Diğer bir kurul ise Merkez Spor Disiplin Kurulları’dır. Bu kurulların başlıca görevleri; il müdürlüklerince düzenlenen, izin verilen, bağlı federasyonlar tarafından il müdürlükleri ile koordineli bir şekilde düzenlenen spor müsabakaları ve faaliyetlerinde, bağımsız spor federasyonlarının il müdürlükleri ile birlikte il düzeyinde düzenledikleri spor müsabakaları ve faaliyetlerinde, Bakanlık tarafından Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim ve öğretim kurumları arasında düzenlenen yurt içi ve yurt dış spor müsabakaları ve faaliyetlerinde meydana gelen disiplin ihlalleri hakkında karar vermek şeklinde belirtilebilir.
Disiplin kurullarının görevlerinin yanı sıra yükümlülük ve güvenceleri de mevcuttur. Yönetmelikte, disiplin kurullarının kararlarında bağımsız olduğu ve üyeler, istifa etmedikçe veya çekilmiş sayılmadıkça, yerlerine yeni üyelerin görevlendirilemeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca üyelerin belirli hallerde çekilme yükümlülüğü bulunmaktadır. Tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması halinde ilgili üyenin dosyaya ilişkin olarak kuruldan derhal çekilmek zorunda olduğu belirtilmiştir. Son olarak Kurullar, disiplin yargılaması esnasında edinilen her türlü bilgiyi gizli tutmakla yükümlü tutulmuşlardır.
III. Spor Disiplin Cezaları
Disiplin cezaları, ilgili Yönetmeliğin 25. maddesinde öngörülmüştür. Bu cezalar ihlalin boyutuna ve mahiyetine göre çeşitlendirilmiştir. Belirtmek gerekir ki cezaların amaçları ve şiddeti birbirinden farklılık göstermektedir. Başlıca disiplin cezaları aşağıdaki şekildedir:
. İhtar, gerçekleştirilen disiplin ihlalinin esasının yazılı olarak hatırlatılmasıdır.
. Para cezası, kişi, kulüp veya takımların, belirli bir meblağı Bakanlık, ilgili il müdürlüğü veya bağlı federasyona ödemeye mahkûm edilmesidir. Sporcu, yönetici ve görevlilerine verilen para cezasından kulüpler müteselsilen sorumludur. İhlalde bulunanın, kulüple ilişkisinin sona ermesi, kulübün sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
. Ödüllerin iadesi, kulüp ya da kişilerin kazandıkları müsabaka derecesi, para, kupa, madalya ve benzeri menfaatleri iade etmeleridir.
. Müsabakadan men, sporcu ve müsabakada yer alabilen diğer kulüp veya takım görevlilerinin resmi müsabakalara katılmalarının engellenmesidir.
. Seyircisiz oynama, kulüp veya takımın resmî müsabakalarının seyircisiz olarak oynanmasına karar verilmesidir.
. Saha kapatma, kulüp veya takımın resmî müsabakasını kendi sahası dışındaki başka bir sahada oynamasına karar verilmesidir.
. Hükmen mağlubiyet, ilgili spor branşının niteliğine uygun olarak sporcu veya takımın müsabakayı hükmen kaybetmiş sayılmasıdır.
. Puan indirme, kulüp ya da sporcunun mevcut veya ileride kazanacağı puanların bir kısmının silinmesidir.
. Ligden düşürme; kulüp, takım veya sporcunun bir alt lige indirilmesidir.
Görüldüğü üzere ihlalin niteliğine göre birbirinden farklı ceza türleri düzenlenmiştir. Yönetmelikte geniş ceza türlerinin düzenlenmesi yerinde olmuştur. Ceza türleri kısıtlı tutuşmuş olsaydı, ihlale uygun ceza bulmak zorlaşacak ve adil bir cezalandırma mekanizması kurulamayacak, cezalandırma sisteminin aksaması ise ihlallerin artmasına sebebiyet verecekti. Lakin şimdiki düzenleme, ihlalin derecesine uygun bir ceza verilmesine olanak sağlamaktadır. Bu sayede daha adil ve caydırıcı cezalar verilebilmektedir.
Uluslararası federasyonların düzenlediği müsabakalara ilişkin ihlaller için ilgili Yönetmelik hükümleri değil, uluslararası federasyonların belirlediği cezaların uygulanacağını belirtmekte fayda vardır.
IV. Spor Disiplin Yargılaması ve İtiraz Aşamaları
Yönetmeliğin 56. maddesinde sayılan soruşturma mercileri tarafından belgelerin disiplin kurullarına gönderilmesiyle disiplin yargılaması başlar. Disiplin kurullarının gerekli görmesi halinde, rapor düzenleyenlerin yazılı ve sözlü beyanları tespit edilebilir, ilgililerin ihlalde bulunan veya tanık sıfatıyla yazılı ve sözlü beyanları alınabilir. Disiplin Kurulları tarafından yargılama sırasında incelenen konu dışında başka bir ihlalin gerçekleştirildiği veya incelenen olayla sınırlı kalmak kaydıyla, sevk edilmeyen başka sorumluların da olduğu kanaatine varılırsa, Disiplin Kurulları bu hususu sevk işlemini yapmaya yetkili olan makamlara bildirmekle yükümlüdür. Disiplin yargılamasında; şahısta hata halleri dışında, müsabaka esnasında meydana gelen olaylara ilişkin hakem kararlarını ve sonuçlarını kısmen veya tamamen değiştirilecek kararlar verilemez.
Disiplin kurulları, soruşturmanın tamamlanmasından sonra yapılacak ilk toplantıda kararını verir. Savunma alınmadan ceza verilememektedir. Disiplin kurulları tarafından istenen savunmanın süresi, isteminin ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gündür. Müsabakanın niteliği ve oynanma sıklığı dikkate alınarak savunma süresi kısaltılabilir. Savunmanın yazılı olarak verilmesi esastır, ancak disiplin kurulları gerek görürse sözlü savunmayı da dinleyebilirler.
V. Bağımsız Spor Federasyonlarının Disiplin İşlemleri
Bağımsız spor federasyonlarının faaliyet programında yer alan veya bunlardan izin alınmak suretiyle düzenlenen müsabaka ve faaliyetler ile 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında Türkiye Futbol Federasyonu tarafından düzenlenen futbol müsabaka ve faaliyetleri ilgili Yönetmeliğin kapsamı dışında tutulmuştur. Bağımsız federasyonların her biri kendi disiplin düzenlemelerini yapacak ve buna göre faaliyetlerde bulunacaklardır. Lakin bağımsız spor federasyonları disiplin işlerinde tamamen serbest bırakılmamış, Bağımsız Spor Federasyonlarının Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 18. maddesinde, disiplin işlemleriyle ilgili düzenlemelere yer verilmiş ve ilgili federasyonların disiplin süreçleri belirli şartlara tabi tutulmuştur. Belirtilen maddede federasyonlara bağlı spor dalları ile ilgili olarak hangi kurulların hangi ihlallerde görevli olacağı düzenlenmiştir. Bağımsız Spor Federasyonlarının Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik disiplin yargılamasının genel çerçevesini çizerek federasyonları bu çerçeve içinde serbest bırakmıştır.
V. Sonuç
Sporda disiplin ihlallerine müeyyide uygulanması yalnızca o spor grubu içerisinde düzen sağlanmasına yöneliktir. Önemle belirtmek gerekir ki sporun doğası gereği disiplin yargılaması, ceza yargılaması kadar kapsamlı bir yargılama değildir çünkü disiplin yargılamanın süratle gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu sebeplerle disiplin soruşturmalarının sonuçlandırılması için ceza soruşturmasının sonucunun beklenmesine gerek yoktur, belirlenen disiplin kuralları çerçevesinde yargılamanın yapılması gerekli ve yeterlidir. Ayrıca disiplin kurulları her zaman hukukçulardan da oluşmamaktadır. Öyle ki disiplin yargılaması esnasında veya sonrasında hakkaniyete aykırı durumlar ortaya çıkabilmektedir. Kanaatimizce disiplin yargılamasının etkin olması ve hak kayıplarının en aza indirilebilmesini sağlamak için disiplin kurulu üyelerinin hukukçulardan oluşturularak üyelerin bağımsızlıklarının teminat altına almak üzere yasal düzenlemeler yapılması gerekmektedir.
Saygılarımızla. 05.04.2022
Kaynakça:
- Şeref Ertaş/ Hasan Petek, Spor Hukuku, Yetkin Yayınları, 2017.
- Recep Gülşen, Spor Hukuku: Genel Esaslar, Adalet Yayınevi, 2020.
- Murat Balcı/ Sinem Turan/ Buse Balbay/ Emrullah Alparslan Aydın/ Emek Karakoç, Futbolda Hukuki Uyuşmazlıklar, Adalet Yayınevi, 2020.
- İslam Safa Kaya, Spor Hukuku Mevzuatı, Adalet Yayınevi, 2021.